TL’de rekabetçilik değil istikrar şart
Merkez Bankası’nın (TCMB) hazirandan bu yana 4 kez faiz artırma kararına rağmen TL’de değer kaybı sürüyor. Dolar dün kritik jeopolitik gelişmelerin yaşandığı ortamda tarihi rekorunu 27.76 liraya taşıdı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturan Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası (TCMB) koltuğuna oturan Gaye Erkan’ın dört aylık görev süresi boyunca TL, yüzde 30 değer kaybetti. Kamunun döviz satışlarıyla desteklenmemiş olsaydı bu kayıp daha büyük olacaktı. Şimşek’in göreve geldiği haziran ayı itibarıyla temmuz ortasına kadar TL’de yüzde 21 oranında değer kaybı yaşanmış, dolar 20 lira seviyelerden 26 liraya kadar yükselmişti. Ardından kamu kontrollerinin yeniden artması ile yükseliş hızı yavaşladı. Ancak kurda ‘rekabetçilik’ ve ‘istikrar’ arasına sıkışan ekonomi yönetimi için zorlu süreç hâlâ devam ediyor. Merkez Bankası bir yandan döviz rezervlerini artırırken, diğer yandan TL’deki istikrarın da korunması gerekiyor. Ekonomistler, yetkililerin rekabetçilik kaygısından ziyade enflasyonla mücadele sürecine destek olmak için daha fazla rezerv kaybetmeden TL’nin istikrarına öncelik vermesi gerektiğini düşünüyor. Çünkü TL’deki daha fazla zayıflama enflasyon görünümü açısından en büyük endişe kaynağı. Nitekim TL’deki değer kaybı ithal girdilerin pahalanması fiyatların artmasına ve enflasyonun yükselmesine yol açıyor.
21.5 PUAN KORUYAMADI
TCMB, hazirandan bu yana 4 ayda toplam 21.5 puanlık faiz artışıyla politika faizini yüzde 30’a yükseltti. Fakat faiz artışı, vergi artışları ve TL’nin değer kaybı sebebiyle yükselen enflasyonun yanında beklentilerin oldukça altında kaldı. Uzmanlar, TL’de kademeli değer kaybının seçime kadar süreceğini ancak dövizin getirisinin TL mevduat getirisinin altında kalabileceğini öngörüyor.
‘TL ucuz ve rekabetçi’
ABD‘li yatırım bankası JPMorgan’a göre zaten ucuz olan TL ilave devalüsyona gerek bulunmazken, yetkililer rezerv kaybetmeden döviz kurunu istikrarlı tutabilir. Bankanın analisti Anezka Christovova 5 Ekim tarihli raporunda, Türk lirası tahvil pozisyonunun “piyasaya paralel getiri”, Türk lirası pozisyonunun ise “piyasa üzeri getiri” düzeyinde olduğu belirtildi. Analizlerin TL’nin ucuz ve rekabetçi olduğuna işaret ettiği belirtilen raporda, “Bu nedenle yetkililerin rekabetçilik kaygılarından ziyade enflasyonla mücadele sürecene yardımcı olmak için lira istikrarına öncelik verebileceğine inanıyoruz” değerlendirmeleri yer aldı.
Doların yeni rekoru
ABD tahvillerinde geri çekilme devam ederken, küresel piyasalarda dolar sınırlı da olsa artıda. Buna karşın dolarda jeopolitik gelişmelerin yaşandığı ortamda yeni rekor test edildi. ABD’nin bir Türk insansız hava aracını (İHA) düşürmesinin ardından bölgede jeopolitik gerilim artarken döviz kurları da hareketlendi. Dün sabah 27.7672 lira gören dolar günü 27.6200 liradan tamamladı. Euro ise en yüksek 29.2998 seviyeleri görüldü.
TL’nin 4 aylık kaybı yüzde 30
TL, dolar karşısında yılbaşından beri yüzde 32.5 değer kaybetti. Kur üzerinde kontrolün gevşediği haziran ayından bu yana ise TL’nin değer kaybı yüzde 30’u buldu. Son bir ayda ise dolar/TL kurunda yüzde 3’ü aşan yükseliş kaydedildi. Son bir ayda dolarda kurunda yüzde 3’ü aşan yükseliş kaydedildi. Ekonomistler TL’de kademeli ve sınırlı değer kaybının devam edebileceğini, fakat yerel seçimlere kadar dövizin getirisinin TL mevduat getirisinin altında kalabileceğini öngörüyor.