Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Yazarlar Sendikası ve PEN Yazarlar Derneği Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te 33 yazar, aydın ve sanatçının yakılarak katledilmesine ilişkin davada mahkemenin verdiği zamanaşımı kararına karşı açıklama yaptı. TGC Başkanı Turgay Olcayto, “Gerici bir darbeyle gittiler. Failler ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaştılar. Bir kısmı yurt dışına kaçtı. Üç-beş kişi cezaevine konuldu. Sonra da ‘Dava 30 yılı doldurdu artık zamanaşımı zamanıdır’ denildi. Halbuki bilindiği gibi insanlık suçlarına karşı zaman aşımının işlememesi gerekir. 2 Temmuz Madımak katliamı Türkiye’nin siyaset tarihine kara bir leke olarak geçmiştir” dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Yazarlar Sendikası ve PEN Yazarlar Derneği; Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te 33 yazar, aydın ve sanatçının yakılarak katledilmesine ilişkin davada mahkemenin zamanaşımı kararına, ortak açıklama ile tepki gösterdi.
TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda yapılan açıklamada, zaman aşımının insanlığa karşı işlenmiş suçları soruşturma ve failleri cezalandırma yükümlülüğüne aykırı bir düzenleme olduğuna dikkat çekildi. Zaman aşımının failleri korumanın ve cezasızlığın aracı olmaması gerektiği hatırlatıldı. Toplantının açılış konuşmalarını TGC Başkanı Turgay Olcayto ve Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner yaptı. Olcayto yaptığı konuşmada şunları söyledi:
TURGAY OLCAYTO: SİVAS KATLİAMI SİYASET TARİHİNE KARA BİR LEKE OLARAK GİRMİŞTİR
“Madımak katliamında Türkiye’nin en iyi yazarları, fotoğrafçıları, sanatçıları, tiyatrocuları hepsi birer birer yakılarak gittiler. Gerici bir darbeyle gittiler. Failler ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaştılar. Bir kısmı yurt dışına kaçtı. Üç-beş kişi cezaevine konuldu. Sonra da ‘Dava 30 yılı doldurdu artık zamanaşımı zamanıdır’ denildi. Halbuki bilindiği gibi insanlık suçlarına karşı zaman aşımının işlememesi gerekir. 2 Temmuz Madımak katliamı Türkiye’nin siyaset tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Tıpkı Roboski olayı gibi. Bütün bu katliamların sorumlularıyla yüzleşilmediği sürece Türkiye’de demokratik bir rejimin kurulması da giderek olanaksız hale gelecektir.”
ADNAN ÖZYALÇINER: İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ HİÇBİR SUÇ ZAMAN AŞIMINA UĞRATILAMAZ
Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner de konuşmasında şunları söyledi:
“30 yıl oldu. Anayasal haklarına dayanarak serbestçe düşünüp yazanları, söyleyenleri, din, dil, ırk ayrılığı bilmeyenleri düşüncelerini özgürce açıklamak isteyince acımasızca yaktılar. Yakmakla kalmadılar 33 güzelim canın hesabını sormadılar, sordurmadılar. Suçluları cezalandırmayı bugüne kadar sürdürdükleri mahkemelerle engellediler. Sonuçta zaman aşımına uğrattılar. Oysa insanlığa karşı işlenmiş hiçbir suç zaman aşımına uğratılamaz. Biliyorsunuz düşünce ve ifade özgürlüğü engellendikçe insan hak ve özgürlüklerinden söz etmek de yasak kapsamı içine alınıyor. Gazeteci, yazar, sanatçı ve aydınlar olarak son bir kez daha uyarmak istiyoruz: İşlenen bir insanlık suçudur. İnsanlık suçu zaman aşımına uğratılamaz. Bu hain saldırının zaman aşımına uğramasına göz yumanlar, suçu işleyenler kadar suçludur.”
Moderatörlüğünü Türkiye Yazarlar Sendikası 2. Başkanı Mustafa Köz’ün üstlendiği toplantıya konuşmacı olarak TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, PEN Yazarlar Derneği 2.Başkanı Halil İbrahim Özcan ve Türkiye Yazarlar Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Kamil Tekin Sürek katıldı.
MUSTAFA KÖZ: SİVAS KATLİAMINI ASLA UNUTMAMALIYIZ
Moderatör TYS 2. Başkanı Mustafa Köz zamanın bellekten yapıldığını hatırlatarak “Toplumsal yıkımlar asla unutulamaz, unutulmamalıdır bu toplantının konusu da budur. Sivas katliamını asla unutmamalıyız. Cumartesi anneleri söz söyleme özgürlüğünü kullanıyorlar. Ama etraflarını sararak, ya da adliyenin etrafını sararak ülke toplu bir gözaltına sokuluyor ne yazık ki. Evrensel hukukun ülkemizde de işlemesi gerekiyor. Bu olmayınca sürekli ihlallerle karşılaşıyoruz. Sivas katliamı insanlık suçudur. Asla zaman aşımı olmamalıdır” dedi.
SİBEL GÜNEŞ: ZAMAN AŞIMI VE CEZASIZLIK UYGULAMASI DEVAM EDEN BİR POLİTİKA MAALESEF
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise Madımak Davası’nda zaman aşımı başlığıyla yapılmış binlerce haber olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Toplum olarak bu davada zaman aşımı olacağını hep beraber beklemişiz aslında. Herkes adaletsizlik olacağını baştan kabul etmiş. Zaman aşımı ve cezasızlık tüm iktidarların kendileri gibi düşünmeyenlere karşı işlettiği bir politika maalesef. Madımak davasında zaman aşımı kararı vicdanları yaraladı. Bu karar davayı unutturmaya yönelik bir çaba olsa da unutmayacağız. Bu adaletsiz karar kuşaklar boyu hatırlanacak. Bu davada cezaevinde kaç kişinin yattığını, tahliye olduğunu avukatlar bile bilmediklerini açıklıyorlar kamuoyuna. Gazetecilere yönelik saldırılarda da, cinayetlerde de cezasızlık uygulaması gündemde. Gerçek failler hiçbir zaman cezalandırılmıyor. Sadece Gezi olayında 150 gazeteci yaralandı. İstanbul Valiliği’ne yaptığımız başvurular hep sonuçsuz kaldı. Yaşadığımız korku ikliminde ne kadar zor olursa olsun haksızlıkları görünür kılmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz.”
HALİL İBRAHİM ÖZCAN: ZAMAN AŞIMI DENİLEREK UYDURUK BİR GEREKÇEYLE DOSYAYI KAPATTILAR
PEN Yazarlar Derneği 2. Başkanı Halil İbrahim Özcan ise “2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta bir ortaçağ katliamı yaşandı. Tekbir getirerek ‘Şeriat isteriz’, ‘Dinsizlere ölüm’ diye bağırıp Madımak Oteli’ni ateşe verenler, içerdekileri diri diri yakan cahiller, yobazlar güruhu uzatılmış duruşmalarla adeta ödüllendirildi. Bilindiği gibi yıllar sürdü duruşmalar’ dedi. Halil İbrahim Özcan şöyle devam etti:
“Uzayan duruşmalar boyunca yakalananlar tek tek tahliye edildiler. Firari sanıkların ısrarla ve bilinçli şekilde yakalanamadığı bir sistemin içinde zaman aşımı denilerek dosyayı uyduruk gerekçeyle kapattılar. Oysa biliriz ki ‘Evrensel kuraldır; insanlığa karşı suçlarda zaman aşımı olmaz.’ Ama ne hikmetse ‘bu insanlığa karşı işlenmedi’ denilerek kolayca zaman aşımını uyguladılar. Bu alınan kararın hukuken de, vicdanen de, ahlaken de doğru olmadığı gün gibi açıktır. İçimiz bir kez daha yanmıştır bu kararla birlikte. Sivas katliamının ardında kalan karanlıklar mutlaka aydınlatılmalıdır. Hukukun genleriyle oynayan yöneticilerin vicdanları karalar bağlamıştır. Sivas katliamı asla unutulmamalı ve unutturmamalıdır. Unutanın ve unutturanın kalbi kurusun.”