Necmi ÇELİK
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği çıkarması için son dönemde aktif girişimlerde bulunan Martı’nın kurucusu ve CEO’su Oğuz Alper Öktem, start-up kategorisinde Türkiye’ye kurumsal yatırım çeken tek şirket olduklarını ve New York Borsası’nda halka arzdan sonra kurumsal yatırımcılardan ciddi bir ilgi gördüklerini belirterek, “Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin her birinde bu kategoriyi temsil eden tek bir ulaşım markası var. Martı da Türkiye’nin paylaşımlı ulaşım kategorisindeki tek şirketi olacak” dedi. Dünya Gazetesi’nin Martı’nın ABD Borsasında halka arzıyla ilgili “Bu işlemin size, ne faydası ya da ne zararı oldu” şeklindeki sorusuna Alper Öktem, “Zarar söz konusu değil, bize sadece faydası oldu. Martı bugüne kadar 200 milyon dolara yakın yurt dışından doğrudan yabancı yatırım getirdi. Bu, start-up’lar arasında da bir rekor sayılır” dedi.
“Borsa finansman kaynağı sağlıyor”
Türkiye’de 50 milyon dolardan fazla yatırım alabilmiş startup sayısının 5-6’yı geçmediğine dikkat çeken Öktem şöyle dedi; “Yabancı yatırım alan Getir gibi şirketler de var. Ancak bunların hepsi de Türkiye’de doğup yurt dışına iş yapan, yurt dışına açılan start-up’lar. Sadece Türkiye’ye, iç piyasaya iş yapan ve 50 milyon dolar üzerinde yatırım alan tek şirket Martı. Bunu başarmamızın ana sebebi de Amerikan Borsasına açık olmamız. O yüzden borsaya açık olmak, bize her zaman bir finansman kaynağı sağlıyor. Düzenli olarak büyüyen bir şirket için de bu inanılmaz faydalı bir şey.” Alper Öktem, NewYork Borsası’nda Martı hisselerine en büyük talebin uzun vadeli yatırım perpektifiyle hareket eden kurumsal yatırımcılardan ve büyük emeklilik fonlarından geldiğini belirterek bunun gelecek performans açısından önemli bir gösterge olduğunu söyledi.
Öktem’in bu konudaki değerlendirmesi şöyle: “Bu ekonomik atmosferde Türkiye’ye yurt dışından özellikle Avrupa ve Amerika’dan yüzlerce milyon dolar yatırım getirebiliyor olmak büyük şans. Ve bizim getirdiğimiz para, kurumsal yatırımcı parası. Yani Sayın Mehmet Şimşek’in ‘yurt dışından doğrudan yabancı yatırım getirmemiz lazım, Türkiye’ye döviz sokmamız lazım’ dediği olay; Martı’nın getirdiği 200 milyon dolar işte. Martı gibi belki 20 tane olsa çok daha farklı bir yerde olacak ülkemiz. Biz Martı’nın hikâyesinin başındayız henüz. Kim bilir hangi noktalara gidecek bu yolculuk…”
Martı’nın yaklaşık 6 yıl önce, TAG’ın ise iki yıl önce kurulduğunu hatırlatan Alper Öktem, TAG olmasaydı Martı yine uçar mıydı” sorusuna şu yanıtı verdi; “TAG devasa bir yapı. Şu anki Martı’yı ileriye taşıyan dinamizm veya amiral gemisi tabii ki TAG. Hatta şöyle soralım Martı olmasaydı ne olurdu? Martı, her durumda uçardı. Biz bir şekilde şapkadan yeni bir tavşan çıkarttık. Şöyle anlayabilirsiniz TAG’ın boyutunu; İstanbul’da 20 bin taksi var. 150 bin TAG aracı var. Yani taksilerden 7 kat fazla. Bu rakamın şehir içi hareketlilikteki payını ölçtüğümüzde TAG’ın önemini ve yerini daha iyi anlayabilirsiniz.”
Araç bulma süresi 5.4 dakika
Martı TAG ile ilgili rakamsal veriler de paylaşan Alper Öktem, Martı TAG’a toplam 157 bin 804 sürücü kayıtlı olduğunu ve İstanbul’da kullanıcı sayısının da 4 milyon olduğunu belirterek “Ortalama araç bulma süresi 5.4 dakika civarında. Ortalama müşteri memnuniyetimiz ise yüzde 98’e ulaşıyor” dedi
‘Yıllık 1 milyar dolar vergi kaybı var’
stanbul taksi sektörüyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Martı’nın kurucusu ve CEO’su Oğuz Alper Öktem, “Yıllık 1 milyar dolar vergi kaybı var” dedi. Öktem, şunları söyledi: “İstanbul’da 20 bin taksi var. Bir taksi günlük ortalama 40 yolculuk yapıyor. Her yolculuk 250 TL olarak hesaplandığında 65 milyar TL’lik bir ciro çıkıyor İstanbul’da. Tüm Türkiye’de ise bu ciro 95 milyar TL olarak tahmin ediliyor. Taksiler basit usule tabi oldukları için vergi ödemiyorlar. 95 milyar TL ciro üzerinden yüzde 20 KDV ve yüzde 29 gelir vergisi ödemedikleri için yıllık 1 milyar dolar vergi kaybı var. İstanbul ve New York benzer boyutta. Orada 230 bin paylaşımlı araç var.”