İsrail polisinin kendisine, “Bu Türkler neden diğer Müslümanlardan farklıdır?” diye sorduğunu anlatan Hicazi, polisin devamla, “Diğer ülkelerden gelen Müslümanlar uçaktan iniyor, pasaportlarını mühürler, sırayla odalarına gider, yemeklerini yer, kimseyle konuşmadan namazlarını kılar Mescid-i Aksa’da, kimseyle konuşmaz. Fakat Türkler gelince ev sahibi gibi gelir, ona bakar buna bakar, onla konuşur bunla konuşur, okullara gider, Filistinlilerin hastalarına gider, çabukça kaynaşır. Mescid-i Aksa’ya giderken polislere ters ters bakarlar. Ya Türkler ne istiyor?” dediğini aktardı.
Kudüslü Hicazi şunları söyledi:
Tabi ben dedim, Siz ne zaman geldiniz Filistin’e. 30 sene oldu, dedi. Bu sorunuz garip geliyor bana. Çünkü siz 30 sene önce gelip ev shibi oldunuz fakat Türkler 450 sene buradaydı. Ev sahibi kim, siz misiniz onlar mı? Ev tabii onların. Kudüs’e, Yafa’ya, nereye bakarsanız bakın Türklerin medreseleri var, hastaneleri var, evleri var, hepsi Osmanlı dönemindendir. Onlar haklıdır.
Bana dedi ki, Türkler buraya dönmek istiyorlar mı? Ben dedim, vallahi seni gördüğüm gibi bundan eminim. Neden dedi. Ben dedim ki, anne çocuğunu geri istiyor.