Kırmızı etteki pahalılığın sebebi yapısal sorunlarmış. Vatandaş için eskiden lükstü artık hayal bile değil

Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, kırmızı et sektöründeki şikayetlerin artması üzerine başlattıkları inceleme hakkında açıklamalarda bulundu.

KIRMIZI ETTEKİ FAHİŞ FİYAT ARTIŞI

Son yıllarda kırmızı et sektöründeki fiyat artışlarına yönelik çok sayıda şikayet aldıklarını belirten Küle, “Bu yıl uzlaşma usulüyle sonlandırılan ve resen açtığımız bir soruşturmamızda hayvan besiciliğinin yanı sıra et ve et ürünlerinin üretimi ve satışı alanında faaliyet gösteren pazardaki lider bir teşebbüse, perakendecilerin raf fiyatlarını belirlediği tespiti sonucunda idari para cezası tesis edildi” dedi.

“EN TEMEL AMACIMIZ, TÜKETİCİLERİN KIRMIZI ETİ DAHA UCUZA TÜKETEBİLMESİ”

Kırmızı etteki fiyat artışlarının arkasında yapısal sorunların olduğunu belirten Küle, “Sektöre ilişkin piyasa dinamiklerini derinlemesine inceleyerek, pazarda faaliyet gösteren oyuncuların karşılaştığı yapısal sorunları ayrıntılı bir şekilde tespit etmek istedik. Bu tespitle söz konusu sorunlara çözüm önerileri getirmeyi ve pazardaki rekabet koşullarının iyileştirilmesine yönelik rekabet politikası önerileri geliştirmeyi hedefledik. Nihayetinde bu gerekçelerle kırmızı et piyasasına yönelik olarak bir sektör incelemesi başlatmış olduk. En temel amacımız, tüketicilerin kırmızı eti daha ucuza tüketebilmesi ve pazarın daha rekabetçi olabilmesi için neler yapılabileceğini araştırmak.”

COVİD-19 VE UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI

Karar’dan alınan habere göre, Kırmızı et piyasasının besicilikte kullanılan ham madde fiyatlarından doğrudan etkilendiğine işaret eden Küle, Kovid-19 salgınıyla başlayan ve sonrasında Ukrayna-Rusya Savaşı ile devam eden süreçte ham madde ve enerji fiyatlarında ciddi artışlar ve arz sorunlarıyla karşılaşıldığını hatırlattı. Küle, söz konusu sorunların pek çok alanda olduğu gibi kırmızı et sektöründe de fiyat artışlarını beraberinde getirdiğini ifade ederek, halihazırda yem sanayisinin yüzde 45 ithal yem ham maddelerini kullandığını dile getirdi.

“ARTAN TALEP KARŞISINDA ANİ YÜKSELİŞLER YAŞANMIŞ”

Ukrayna-Rusya Savaşı’nın ham madde ve enerji fiyatlarında ciddi artışlar getirdiğine dikkati çeken Küle, şunları söyledi,

“TÜİK verilerine bakıldığında, özellikle 2020-2021 yıllarında kırmızı et fiyatlarındaki artış, diğer gıda ürünlerindekine kıyasla düşük seyrediyordu. O dönemde çiğ süt fiyatlarının seyri de kırmızı et fiyatlarına seyrine benzer şekildeydi. Yem maliyetlerinin artması karşısında çiğ süt fiyatlarının yeterince artış gösterememesi, büyükbaş hayvancılıkta bazı işletmelerde anaç hayvanların kesime gönderilmesiyle sonuçlandı.

Bu durumun, arzın artış göstermesi nedeniyle kırmızı et fiyatları üzerinde o dönemlerde baskı oluşturduğunu gözlemleyebiliyoruz ancak anaç hayvanların kesilmesi 2022’de Türkiye’de büyükbaş hayvan varlığının düşmesine yol açarak kırmızı et piyasasında arz yönlü sorunlar doğurmuş ve kırmızı et fiyatlarında artan talep karşısında ani yükselişler yaşanmıştır.”

“ÜRETİCİLER ETİN FİYATINI BELİRLEYEN TARAF DEĞİL”

Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, sektör incelemesinde söz konusu sorunlar üzerinde daha detaylı çalışacaklarını ancak bu aşamadaki bulgularına göre öncelikle mevcut durumda büyükbaş ve küçükbaş hayvan besiciliği alanında faaliyet gösteren yaklaşık 200 bin işletmenin bulunduğunun tespit edildiğini bildirdi.

Türkiye’de çiğ süt üretim işletmelerinin sayısıyla birlikte toplam hayvancılık işletmesi sayısının yaklaşık 1 milyon olduğunu ve bu işletmelerin çoğunun küçük ölçekli aile işletmesi niteliği taşıdığını belirten Küle, “Bir başka ifadeyle işletmeler yeterli ölçeğe gelemedikleri, gıda ve hayvancılık bakımından biyolojik etkenler geçerli olduğu için üretici ürünlerini pazarlarken zayıf konumda ve aracıya ya da kesimhaneye satış yaparken fiyatı belirleyen taraf değil. Ayrıca üretici örgütlerinin pazarda yeteri kadar etkin olmadığını gözlemledik” ifadelerini kullandı.

“ÜRETİCİLER AVANTAJLI FİYATLARLA GİRDİYE ULAŞABİLMELİ”

“Sektördeki tüm paydaşlarla görüşmeler gerçekleştireceğiz ancak bu aşamada çözüm için temelde üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve küçük ölçekli işletmelerin üretimde etkin bir ölçeğe ulaşmalarına katkı sağlayacak uygulamaların hayata geçirilmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz.

Bu çerçevede üretici örgütlerinin ve kooperatiflerin pazarda etkin bir rol oynaması önem arz etmektedir. Üreticilerin kooperatifler aracılığıyla daha avantajlı fiyatlarla girdiye ulaşabilmesinin tüketicilerin daha uygun fiyatlarla ürünlere ulaşmasına doğrudan katkı sağlayacağına inanıyoruz.

Diğer taraftan küçük ölçekli işletmelerin teşvikler yoluyla desteklenmesi yalnızca nihai fiyatlar için değil, sektördeki istihdamın korunması için de önem arz ediyor. Bizim burada yapacağımız çalışmanın, sektörde sürdürülebilir arz ve tüketicinin gıdaya erişim konularında yol gösterici olmasını ve pazarın daha rekabetçi bir konuma gelmesini hedefliyoruz.”

İNCELEMENİN KISA SÜREDE TAMAMLANMASI PLANLANIYOR

Arz zincirinin tüm halkalarını nihai tüketiciye kadar incelemeyi planladıklarını vurgulayan Küle, tarımsal nüfusun korunması için oluşturulacak sosyal destek mekanizmalarından bilinçli üretimin gerçekleştirilmesine hizmet edecek sektörel eğitimlere ve finansman olanaklarının artırılmasına kadar oldukça geniş uygulama alanı olduğu dikkate alındığında, sektörün sorunlarının çözümünde birçok kesime önemli görevler düşeceğini öngörebildiklerini dile getirdi.

Küle, şunları kaydetti:

“Örnek vermek gerekirse teknik bilgi ve vasıflı insan kaynağı için üniversitelerin, üretim maliyetlerinin düşürülmesi adına üretici örgütlerinin, finansman olanakların artırılması için tarım kredi kooperatiflerinin ve finansal kurumların çözüme katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca üretici örgütlerinin sektörde daha etkin şekilde yer alması sorunların çözümüne katkı sağlayacaktır. Kısa sürede tamamlamayı düşündüğümüz sektör incelememizde, sorunlara yönelik çözüm önerilerine tüm ayrıntılarıyla yer vermeyi planlıyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir