Katma Değerli, Teknolojik Üretim Konusunda Ayakkabı Örneği Ekonominin Gelişmesini Nasıl Anlattı?

Türkiye’de dış yatırım çekmek her daim cari açık konusunda önemli ve gerekli olmuştur. 2021 yılında girilen ekonomik model yolunda önceliğimizin ihracat olduğu, ekonomide rasyonel yollara dönsek de konuşulmaya devam ediyor. Üretim konusunda sıkıntısı olmayan Türkiye’de ana sorun markalaşma ile katma değerli ve yüksek teknolojili üretim olmasından kaynaklı ihracat tarafında da farklı maliyet hesaplamalarına girmeye devam ediyor. Bu ortamda üretime yönelik tek bir ayakkabı örneğinden yola çıkarak yapılan eleştiri pek çok yoruma neden oldu.

Türkiye’de 2021 yılı Eylül ayında Merkez Bankası’nın para politikasıyla resmiyet kazanan ekonomi modeli, ihracata dayanıyordu.

Kronik cari açık sorununa yönelik, kur ve enflasyonu fırlatmayı göze alan modelde ana amaç, halk dilinde ‘ihracatta sürümden kazanmak’ olurken, maliyetlerde de döviz bazında ucuzlayan iş gücü ve dış dünyadan bakıldığında yine ucuzlayan ürün fiyatları, çok satarak çok kazanma böylelikle bol döviz girişi, kazanan ve kâra geçen ülkede de refahın tabana yayılmasıyla enflasyonda düşüş gibi silsile halinde bir ekonomik yükseliş içeriyordu.

Sonuç ne oldu? Üretim ve sanayisi gayet başarılı olan Türkiye’de uygulanan bu modelde, bazı ekonomistlerin takılmış plak halinde “yapısal reformlar” demesinin nedeni ortaya çıktı.

Sanayi ve işgücü yeterliydi ancak küresel dünyada ithal bağımlı üretim modelinde kurla birlikte ihracat yükselirken, ithalat daha hızlı hareket etti. Böylelikle ‘fazla’ verilmesi hedeflenen dış ticarette ‘açık’ arttı. İç tüketimde, alım gücü düşerken, enflasyonist bir hareket şekli olarak tasarruf geriledi, tüketim tetiklendi.

Tüketim mallarında ithalat rekora yöneldi. Ana nedenlerin içinde birçok madde sıralanabilirdi.

Kurdaki seyir nedeniyle ithal ürünlerin, hammaddenin ucuza gelmesi, enflasyondaki beklentilerle tüketimin öne çekilmesi, üretim için ithal bağımlılık gibi birçok sebep gelirken, katma değerli ya da yüksek teknolojili üretim olmaması nedeniyle sattığımız ucuz ara mal ya da hammaddeleri daha pahalıya geri almak bu içeriğin ana nedeni oldu.

Sosyal medyadaki bir paylaşımla katma değerli üretimden bahsetmek basit bir örnekle açıklanabildi.

Neden geri kalıyoruz basit bir örnek vereyim. 

Bak şimdi. Bu bot son teknoloji bir bot. Bilek destekleriyle kocaman bir ayakkabı, katiyen su geçirmez, goretex teknolojisi sayesinde içeri su girmez ama ayak terlemez. Çünkü su molekülü geçirmeyecek kadar sık dokunmuş, terle oluşan buharın geçebileceği kadar geniş. Bu sayede içerde ter yok ama dışardan da su girişi yok.

Parmakları koruyacak sert bir malzeme ve kalın bir tabanı olmasına rağmen kaç gram bu kocaman ayakkabı biliyor musun? 200 gram! Yani baya baya iyi marka bir koşu ayakkabısıyla aynı ağırlıkta.

Bunların hepsi teknolojik gelişme.

“Peki sen neden yakalayamıyorsun biliyor musun?”

Bu ayakkabı 7000 lira da o yüzden. 

Yurtdışında ne kadar peki? 100 dolar. Yani standart bir Avrupalı bu yeni teknolojiyi maaşının ortalama 30’da 1’iyle alırken sen çok iyi ihtimalle 3’de 1’iyle alabilirsin. Bu sadece ayakların yere temasını kesmek için yapılmış bir ayakkabı. Daha ayakkabıda yakalaman bile imkansızken uzay teknolojisinde ne kadar yakalayabilirsin? Görmediğin deneyimleyemediğin bir teknolojiyi nasıl sen de üretmeyi akıl edebilirsin? Tatmadığın bir yemeği nasıl pişirebilmeyi hayal edebilirsin?

Sosyal medyada yorumlara neden olan paylaşıma sonrasında sınırlama gelse de yorumlarda yüksek teknoloji,

Katma değerli üretimin değerinin anlaşılması gibi yazılanlar dikkat çekti.

Sizi yorumlarla baş başa bırakalım.

?

?

?

?

?

?

Sizin konu hakkındaki görüşlerinizi de yorumlara bekliyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir