‘IŞİD emirinin’ üzerinden çıkan belgeleri istihbarat polisleri incelemiş
IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda 103 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan katliamı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı 571 sayfalık iddianamede yeni bir detay ortaya çıktı.
ANKA’dan Tamer Arda Erşin ve Gürkan Demirtaş’ın haberine göre, IŞİD’in Türkiye’deki canlı bomba saldırılarını organize eden ve “Antep emirliğini” yapan Yunus Durmaz’ın öldürülmesinin ardından, üzerinden çıkan belgeleri “bilirkişi” sıfatıyla iki istihbarat polisinin incelediği görüldü.
2015’te Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu’nda görevli Cumhuriyet Savcısı Ramazan Dinç, Durmaz’a ait belgeleri incelemesi için Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nda çalışan emniyet müdürü K.A. ve 2 istihbarat çalışanını “Adli Bilişim Uzmanı” sıfatıyla dosyada bilirkişi olarak görevlendirdi.
K.A. ve 2 istihbarat çalışanı ise raporlarını 4 Ocak 2016 tarihinde savcılığa sundu. Savcılık bu rapordan yaklaşık 6 ay sonra iddianamesini tamamlandı ve yargılamanın yapıldığı Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.
KATLİAMA İLİŞKİN İHMAL ŞÜPHESİ VAR
Katliama ilişkin ihmal olduğu şüphesiyle Mülkiye Müfettişleri ise rapor hazırlamıştı. Raporda ve eklerinde, katliamdan 25 gün önce yani 14 Eylül 2015’te birden fazla “canlı bomba ile eylem yapılacağı” istihbaratı alındığı ancak değerlendirilmediği görülmüştü. Müfettişler o tarihteki Ankara Emniyet Müdürü ile TEM, Güvenlik ve İstihbarat Şube müdürlerinin de ihmal suçundan soruşturulması gerektiği belirtmişti.
Raporun ekinde ise 10 Ekim bombacılarından Yunus Emre Alagöz’ün eylem hazırlığında olduğu ve canlı bomba olabileceğine yönelik 8 Ekim 2015 tarihinde gelen istihbaratın, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’in imzasıyla ilgili birimlere katliamdan yaklaşık yarım saat önce gönderildiği ortaya çıkmıştı. Bu istihbarat ise ilgili birimlere katliamdan yaklaşık 4 saat sonra yani saat 13.48’de ulaşmıştı.
İKİ KATLİAM DA DURMAZ’IN BELGELERİNE DAYANDIRILDI
Öte yandan 10 Ekim katliamının iddianamesi de IŞİD’in 20 Temmuz 2015’te Suruç’ta 33 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan ve 10 Ekim katliamı bombacılarından Yunus Emre Alagöz’ün kardeşi Abdurrahman Alagöz’ün düzenlediği katliamın iddianamesine kaynak olmuştu. Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı, Suruç katliamı 10 Ekim katliamından yaklaşık 2 ay önce yaşanmasına rağmen, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ardından iddianamesini hazırlamış ve 10 Ekim katliamı iddianamesinin özeti niteliğinde bir iddianame ortaya koymuştu. Yani her iki katliamın iddianamesinin de ana omurgasını oluşturan unsurlar, Yunus Durmaz’ın öldürülmesinin ardından ortaya çıkan ve ona ait olan belgelere dayandırıldı. Bu belgeleri de her iki katliamdaki istihbarat zafiyetleri mülkiye müfettişi raporuyla ortaya konulmasına rağmen istihbarat polisleri tarafından incelendi.
ADI KRİPTO PARA VURGUNUNA DA KARIŞTI
Öte yandan Durmaz üzerinden çıkan belgeyi “bilirkişi” sıfatıyla inceleyen ve raporu hazırlayan istihbarat polislerinden K.A.’nın adı Trabzon merkezli “kripto para vurgununa” da karıştı.
Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021 yılında başlattığı soruşturma kapsamında K.A. gözaltına alınmıştı. Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) 400 milyon dolarlık dolandırıcılık yapıldığını tespit etmesiyle başlayan soruşturmada kapsamında K.A. da “dolandırıcılık” suçlamasıyla ifade vermişti. K.A.’ın karıştığı bu kripto para vurgunu dosyasında 700’e yakın kişinin şüpheli olduğu ve aradan yaklaşık 2 yıl geçmesine rağmen iddianamesi halen tamamlanmadı. Öte yandan K.A.’nın bu olay ortaya çıktıktan yaklaşık 2 yıl sonra ise emeklilik işlemlerini başlattığı belirtildi. (HABER MERKEZİ)