Pope, IOM tarafından Cenevre’de gerçekleştirilen “Göç Konusunda Uluslararası Diyalog” başlıklı programın ardından basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.
Program kapsamında iklim değişikliği ve insan hareketi üzerine odaklandıklarını söyleyen Pope, bunun, göreve başlarken belirlediği öncelikli konulardan biri olduğuna işaret etti.
Pope, “İklim değişikliğinin insan hareketliliği üzerindeki etkileri konusunda farkındalık oluşturmak istiyoruz. En önemlisi katılımı teşvik etmek, yenilikçi çözümlere destek sağlamak için kaynakları yönlendirmek ve diğer aktörleri bu çözümlerin bir parçası olmaya yardımcı olacak şekilde yönetmek istiyoruz” dedi.
“Geçen ay Afrika İklim Zirvesi’nde ‘Dünya resmi olarak iklim göçü çağına girdi.’ ifadelerini kullanmıştınız. İklim göçüne ilişkin farklı rakamlar konuşuluyor. Yakın gelecekte kaç kişinin iklim göçmeni olacağını tahmin ediyorsunuz? Kısa vadede iklim göçünden en çok hangi bölgenin etkilenmesini bekliyorsunuz?” sorusunu yanıtlayan Pope, kaç kişinin iklim göçmeni olacağı konusuyla ilgili tahminler olduğunu ancak bu sayının tam olarak bilinmediğini belirti.
Pope, “BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCCC) göre, 300 milyon kişi iklim değişikliğine karşı son derece savunmasız yerlerde yaşıyor. Bu da harekete geçilmediği takdirde yüz milyonlarca kişinin iklim değişikliği nedeniyle yerinden edilme riskiyle karşı karşıya kalacağı anlamına geliyor” dedi.
Bu rakamları şu anda toplumlar üzerinde olağanüstü derecede etkili olabilmesi için açıkladıklarını kaydeden Pope, “Politika yapıcıların, hükümetlerin ve sivil toplumun mümkün olduğunca proaktif düşünmelerini ve hareket etmeye başlamalarını amaçlıyoruz” diye konuştu.
2050’ye kadar 216 milyon kişi ülke içinde göç edecek
Toplantı sonrasında IOM tarafından yayımlanan raporda, iklim değişikliğinin doğrudan etkileri neticesinde 2050’ye kadar 216 milyon kişinin ülke içinde göç edeceğinin tahmin edildiği bildirildi.
Raporda, “2030 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun tahminen yüzde 50’si sel, fırtına ve tsunamiye maruz kalan kıyı bölgelerinde yaşayacak. 2100’e gelindiğinde ise dünya nüfusunun yüzde 50 ila yüzde 75’i hayatı tehdit eden sıcaklık ve nem koşullarına maruz kalacak” ifadeleri kullanıldı.