Hteyt, Sputnik’e açıklamasında, “İsrail’in Lübnan ve Gazze’de fosfor bombalarını kullandığı şüphesiz. Tüm bunlar fotoğraf ve video materyalleriyle kayda geçti. Amaç ortada, Sivil altyapıya ve sivillere maksimum zarar vermek” diye konuştu.
Fosforlu mühimmatın ani ve uzun vadeli sonuçları olduğunu dile getiren uzman, “Beyaz fosfor yangınlara yol açıyor. Lakin yangın söndürüldükten sonra bile kalan zehirli maddeler uzun süre toprağı zehirlemeye devam ediyor. Bu yüzden bazı uzmanlar ve kuruluşlar fosfor bombalarını kitle imha silahları olarak sınıflandırıyor” ifadesini kullandı.
İsrail’in uluslararası toplum tarafından kınanmaktan korkmadığını ve ABD’nin, İsrail yönetiminin tüm suçlarını her türlü örtbas ettiğini dile getiren Amin Hteyt, “İsrail, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargı yetkisini ve aralarında Biyolojik ve Zehirli Silahlar Sözleşmesi dahil bir dizi uluslararası protokolü tanımıyor. Tel Aviv sanki tüm yasaların üstündeymiş gibi davranıyor. İsrail’e karşı herhangi bir soruşturma için BM Güvenlik Konseyi’nin kararı gerekiyor, ama burada ana müttefiki ABD veto hakkına sahip” yorumunda bulundu.
İsrail’in, Filistin direniş savaşçılarının şeriat kanunlarına karşı çıkmayacağını ve uluslararası yasaklı silahları kullanmayacağını çok iyi bildiğini kaydeden Lübnanlı uzman, bunun İsrail’e özgürlük duygusu verdiğini, bu yüzden de soruşturmalardan korkmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: