Beşiktaş yaralı…
Beşiktaş kırılgan…
Beşiktaş Adana Demirspor darbeli…
Beşiktaş fırtınalı bir denizde…
Limana yanaşır mı, yanaşmaz mı bilemem, ama Konya’ya sıkıntılı bir ruh haliyle geldi…
Beşiktaş deplasmanda da olsa, Konyaspor maçı kendileri adına az da olsa nefeslenme, suları durultma, başka bir deyişle de pisikleri sümen altı etme maçıydı…
Bu inançla çıktılar Konya Büyükşehir Belediyesi stadının yeşil çimlerine…
Beşiktaş beklenmedik Adana Demirspor yenilgisinin büyük travmasını Konyaspor’dan alacağı galibiyetle bir nebze de olsa hafifletmenin hesaplarıyla başladı maça…
Belli ki, Adana Demirspor yenilgisi, Beşiktaş’ın hem enerji, hem de sinerji anlamında dengesini bozmuş…
Maçtan önce Beşiktaş ligde gol atan takımlar sıralamasında 8 golle 10., Konyaspor ise 7 golle 11. sırada…
Demek oluyor ki, iki takım da gol atma konusunda sıkıntılı…
Beşiktaş 9, Konyaspor ise 5 gol yemiş.
x
Beşiktaş, Mert Günok, Gedson Fernandes ve Ante Rebic’ten yoksun çıktı Konyaspor karşısına…
Konyaspor’da ise Bruna Paz ile yeşil-beyazlı ekibin gol yükünü çekmiş (3gol) Sokol Cikalleshi, sakatlığı sebebiyle kadroda yoktu…
Konyaspor teknik direktörü Aleksandar Stanojeviç, Ankaragücü maçının 11’ine dokunmamış ya da Ankara deplasmanından puanla dönen takımı bozmak istememiş…
Dolayısıyla, yeşil-beyazlılar, oyun, oyuncu ve sistem sıkıntısı çekmesine rağmen, Beşiktaş’tan daha iyi durumda ve moral olarak da siyah-beyazlılardan bir adım önde başladılar maça…
Karşılaşmanın ilk çeyrek dakikasında, iki takımda sıfır pozisyonla oynadı…
Bu yarının ilk ciddi pozisyonunu ev sahibi Konyaspor buldu…
Dakikalar 19’u gösterirken, sahipsiz bir topu önünde bulan Marlos’un uzaktan attığı şut kaleci Ersin’den döndü…
İstedikleri oyunu ve ritmi tutturamadı ilk bölümde hem Şenol Güneş’in Beşiktaş’ı hem de Aleksandar Stanojeviç’in Konyaspor’u…
İki takımı da karşı kaleye götürecek oyuncular tembeldi…
Özellikle Konyaspor’un Nzonzi’si ile Soner’i…
Ayaklarına aldıkları ya da tesadüfen kazandıkları hiçbir topu dik oynamadılar, topla mesafe kat etmediler…
Diğerleri de buna ayak uydurunca, ilk yarı “tatsız, tutsuz, tam golsüz geçecek” derken, ekstradan geldi Beşiktaş’ın golü…
İlk yarının uzatmalarında “kurşun adres sormaz” kıvamındaki top geldi Uğurcan’ı buldu…
Milli Piyangonun büyük ikramiyesi gibi bir golle, Beşiktaş ilk yarının bitiminde soyunma odasına 3 puanla ve daha önemlisi özgüvenle gitti.
x
Beşiktaş’a ilk yarıda Uğur’can’, ikinci yarıda da Oğul’can” deyim yerindeyse “cansuyu” oldular…
Özellikle Oğulcan’ın, ilk sarıdan sonra ikinci sarıya davetiye çıkaran topa attığı tekme, Konyaspor’u oyundan düşürdü…
Beşiktaş gibi bir takıma karşı bir eksik oynamak kolay değildi…
Aleksandar Stanojeviç’in hamleleri de işe yaramadı…
Mezardan Maradona ile Pele, kulübeden de Messi ile Ronalda da gelse, Konyaspor’un bu maçı çevirmesi mümkün değildi…
Çünkü, Beşiktaş bir tarafa, maçın hakemi de güçlü bir rakip olarak sahada varlığını gösterdi…
İki penaltı pozisyonu “es” geçildi…
VAR’dan da ses çıkmayınca, kader ağlarını ördü ve Adana Demirspor’dan 4 yiyen Beşiktaş, aldığı bu galibiyetle Konya’da yeniden hayata tutundu…
Konyaspor forvetsiz çıktığı maçı forvetsiz tamamladı…
Sokol’un muadili bile olamayacak Olivera’ya kimse kızmasın…
Oyuncunun kapasitesi bu kadar…
Ucuz etin yahnisi hesabı…
Kimse kusura bakmasın, böyle ucuz oyuncuların bulunduğu bir takımın maçına, berber çırağı ya da boyacı kalfası veya lokantacı komisi 600-700 TL veremez…
Dolayısıyla da, 25-30 bin seyirci yerine 13.500 seyirciye şükredersiniz, sevgili Konyaspor’u yöneten çok bilmişler!
Özetlersem; Beşiktaş hayata tutunurken, Konyaspor’u da karalar bağladı.
(Recep Çınar)