10 mins read

İsrail’in ‘Demir Kubbe’si neden etkisiz kaldı?

İsrail’in hava savunma sistemi Demir Kubbe (Iron Dome), son İsrail-Filistin çatışmasında atılan füze ve roketleri çok etkili bir şekilde önleyebilse de yoğun roket atışına maruz kalması ve operasyonel olarak kısıtlı olması nedeniyle zorlandı.

İsrail ile İzzeddin el-Kassam Tugaylarının başı çektiği Filistinli gruplar arasındaki çatışmalarda, İsrail’in hava savunma sistemi Demir Kubbe yeniden gündeme geldi.

Saldırıların ilk gününde İsrail Gazze’den fırlatılan roket sayısının 2 bin 500 olduğunu açıklarken, Kassam Tugayları rakamın 5 bin olduğunu iddia etmişti.

AA muhabiri, sistem hakkındaki bilgileri derleyerek konuyu uzmanlara sordu.

Rafael Advanced Defense Systems tarafından çalışmalarına 2007’de başlanan Demir Kubbe’nin ilk testleri Temmuz 2008’de ve son testi Temmuz 2010’da yapıldı. Sistem, Mart 2011’de de teslim edilerek 7 Nisan 2011’de Gazze’den gelen bir Grad füzesinin önlenmesiyle operasyonel hale geldi.

Savunma doktrininin önemli bir parçasını ve ilk hattını oluşturan İsrail füze savunma mimarisinin temel amacını, füze atım kapasitesinin tahrip edilmesi ve füzelerin havada imhası için erken uyarı, tespit ve aktif savunma sağlanması oluşturuyor.

Bu bağlamda İsrail, dışardan gelebilecek füze ve roket tehditlerine karşı katmanlı hava savunma sistemi geliştirmeye devam ediyor. İsrail’in Hava Savunma Sistemi mimarisi, Demir Kubbe (4-70 kilometre), Davut Sapanı (40-300 kilometre), Arrow 2 (500 kilometre) ve Arrow 3 (2 bin 400 kilometre) olmak üzere 4 katmana ayrılıyor.

“Sistem doyuma ulaştığında etkisiz hale gelebiliyor”

Özellikle farklı alanlardan eş zamanlı seri füze veya roket atışlarıyla sistemin doyuma ulaşması halinde, Demir Kubbe kalkanı yetersiz kalabiliyor.

Ayrıca saldırıyı yapanların silah ve mühimmat konusunda envanterini genişletmesiyle de İsrail’i hedef alan mühimmatın tespit ve imhası için etkin biçimde çalışması zor hale geliyor.

İsrail’in içinde bulunduğu asimetrik çatışma kapsamında, Demir Kubbe’nin mücadele ettiği füze ve roketlerin imalatı ile İsrail’in tehditler ve önleyici sistemlerin geliştirilmesi için ihtiyaç duyduğu teknolojik gereksinimlerin arasında maliyet ve hız bakımından bir uçurum mevcut.

Sisteminin tamamının batarya başına 100 milyon dolar maliyeti olduğu belirtilirken, Demir Kubbe’nin tek bir roketi dahi önleme maliyetinin 20 bin ila 100 bin dolar arasında değişebildiği ancak saldırıda engellenen en ucuz roketlerin maliyetinin ise 100 doları aşmadığı ifade ediliyor.

Buradaki maliyet asimetrisi, İsrail’in bölgede özelikle Hamas ve Hizbullah gibi aktörlerle ilişkilerinde ana dinamiklerden birini oluşturuyor.

Bu nedenle İsrail’in en ileri hava savunma teknolojisinin, Hamas ve İslami Cihad gibi örgütlerin birçoğu atölye şartlarında üretilen füze ve roketlerinin niceliği karşısında bazen yetersiz kaldığı görülüyor.

Demir Kubbe, hangi füzeye müdahale edeceğini verilebilecek zarara göre tespit ediyor

Uçak, helikopter, insansız hava aracı (İHA), seyir füzesi, hassas güdümlü füze gibi platform ve mühimmatlara karşı da etkili olan Demir Kubbe, tespit ve takip radarı, muharebe yönetim ve silah kontrol sistemi, füze ateşleme birimi olmak üzere 3 unsurdan oluşuyor.

Demir Kubbe’nin sahip olduğu batarya sisteminin her biri 20 adet Tamir füzesi atabilme kapasitesine sahipken toplamda 600-800 arası füze atılma kapasitesi bulunuyor.

Radar sistemiyle havada 1100 hedefi gözlemleyebilen bu sistemin kullanımının maliyeti çok olsa da Demir Kubbe, çok sayıda tehdidi aynı anda önleme yeteneğiyle ön plana çıkıyor.

Demir Kubbenin, yaklaşan roketi oldukça hassas şekilde takip edebilme, hangi roketlerin ateşleneceğini seçebilme, füze atımlarını karşılayabilmek ve sivil zayiatı önleyebilme noktasında avantajı bulunuyor.

Ayrıca İsrail’e atılan roketlerin hepsini önlemeye çalışmaya programlı olmayan bir sistem olan Demir Kubbe, atılan mühimmatların herhangi bir can ve mal kaybına neden olmayacak bir konuma düşüp düşmeyeceğini hesaplayarak ona göre hedeflerini seçiyor ve bu nedenle başarı oranı da yüksek oluyor.

“Nicelik olarak çok fazla roketin İsrail’e atılması Demir Kubbe’yi sınırlıyor”

Hasan Kalyoncu Üniversitesinden Doç. Dr. Murat Aslan, entegre bir hava savunma sistemi olan Demir Kubbe’nin sensörler aracılığıyla İHA, roket veya herhangi bir uçuş gerçekleştiren hedefi tespit edip, otomatik olarak atış kontrol sistemi aracılığıyla lançerlere aktardığını dile getirdi.

Aslan, bu sistemde hedefin otomasyon zihniyetiyle etki altına alındığına işaret ederek, “Teknik olarak bu tip hava savunma sistemlerinde aynı anda radarın takip edebileceği hedef sayısıyla lançerin kilitlenebileceği hedef sayısı sınırlı. Aynı anda Hamas, daha doğrusu 20 dakika içerisinde 5 bin civarında roket attığı takdirde, sistem sadece bir miktarına angaje olabilir ancak diğerleri teknik kapasitesinin kısıtlı olması nedeniyle kaçırılacaktır.” dedi.

Bir diğer hususun da lançerlerin mühimmatın doldurulması suretiyle hedefe angaje edilmesi olduğunu aktaran Aslan, lançerlerdeki mühimmatın bitmesi durumunda onların tekrar tamamlanması sürecinin zaman aldığına dikkati çekti.

Aslan, Demir Kubbe sisteminin iyi olduğunu kaydederek, “Otomasyonun net olarak gerçekleştirilmiş doğruluk yüzdesi yüksek ancak niceliksel bağlamda roket sayısının fazla olması sistemi tahdit ediyor.” ifadesini kullandı.

“Bazı füzeler Demir Kubbe tarafından zarar verilmeyeceği tespit edilip önlenmiyor”

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Güvenlik Çalışmaları Uzmanı Gökhan Batu, her hava savunma sisteminin bir şekilde aşılabileceğine işaret ederek, Demir Kubbe’nin kendi sınıfında, kısa mesafede ve en kısa sürede tepki verebilen en yüksek önleme kapasitesine sahip hava savunma sistemi olduğunu ancak bunun da aşılabileceğini söyledi.

Batu, Demir Kubbe’yi aşma yöntemini hem Gazzeli grupların hem de İsrail’in kuzeyinde Hizbullah’ın uzun süren tecrübeler sonucunda bulabildiğini anlatarak, şu değerlendirmede bulundu:

“(Bu yöntem) Çok kısa sürede çok fazla sayıda füze ve roket atma suretiyle bu yapıların doyuma ulaştırılması. Bu doyum noktasında hava savunma sistemi artık bazı füzeleri ve roketleri kaçırmaya başlıyor. Burada önemli olan bir ayrım var. Kaçırdığı söylenen her füze veya roketin aslında hava savunma sistemi tarafından kaçırılmaması. Özellikle meskun mahaller dışına düşmesini hesapladığı füze ve roketlerin sistem tarafından vurulmadığının altını çizmek lazım. Her İsrail içine düşen füze hava savunma sistemi tarafından kaçırılmıyor. İkincisi de meskun mahale düşenlerden kaçırılanlarsa artık sistemin doyuma ulaşması nedeniyle oluyor. Dakikalar ya da birkaç saat içinde atılan yüzlerce füze, bilgisayar ve radarlarla yönetilen bir sistem olduğu için bir kısmı kaçırılıyor. (Demir Kubbe) Doyuma ulaştığı an çok fazla füzeyle aşılabiliyor.”

Füze veya roketi atanla karşılayan arasında ciddi bir maliyet asimetrisi olduğuna dikkati çeken Batu, Demir Kubbe’nin Tamir adı verilen kendi alanında en iyilerden olan füzeleri kullandığını ve bunların ciddi maliyeti olduğunu belirtti.

Batu, bunların basit atölye yapımı ve birkaç yüz dolarlık füze ve roketler için kullanıldığını unutmamak gerektiğini vurgulayarak, 2021’deki çatışmalarda İsrail’in bu konudaki maliyetinin 1 milyar dolar olduğunu ve o dönemde başarı oranının yüzde 90-95 olduğunu ifade etti.

Ortalama yüzde 10 başarısızlık oranı mevcut

Demir Kubbe, İzzeddin el-Kassam Tugaylarının Gazze Şeridi’nden İsrail’e fırlattığı 3 bin roketin bazılarına müdahale ederek zarar vermemesini sağlasa da yüzde 10’luk başarısızlık oranı olduğu görülüyor.

Rafael Advanced Defense Systems, Demir Kubbe’nin aktif hale gelmesinin 2021’deki 10. yıl dönümüne dek 2 bin 500’den fazla roketin önlendiğini belirtiyor.

Mayıs 2019’daki çatışmalarda da Gazze’den İsrail’e 690 roket fırlatılmış, 240’ı önlenmişti. Ancak sistem üzerindeki çalışmaların ve geliştirmelerin ardından Demir Kubbe’nin 2021’deki çatışmalardaki başarı oranı artmıştı. O dönemdeki çatışmalarda hükümet net bir sayı vermese de 15 Mayıs 2021’de 2 bin 300 roketten yaklaşık 1000 tanesini önlediklerini açıklamıştı.

ABD, Demir Kubbe için maddi destek sağlıyor

Tüm hava koşullarında etkili şekilde çalışması için tasarlanan Demir Kubbe, ABD desteği olmadan geliştirilse de 2011’de İsrail’in müttefiki ABD, programı finansal olarak desteklemeye başladı.

ABD’nin Demir Kubbe’ye yatırım yapmaya başlamasıyla ABD Kongresi’nin teknoloji paylaşımı ve ortak üretim için baskı yapmasıyla roketsavar güze bataryalarının bir kısmı şu anda ABD’de üretiliyor.

ABD’nin hava savunma sistemi için verdiği destek İsrail’e sağlanan askeri yardımın sadece bir kısmını oluşturuyor. İki ülke arasında imzalanan anlaşmaya göre 2019’dan 2028’e kadar sağlanan yardım 38 milyar dolara ulaşacak. AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir