Çin, Rusya, İran, Suudi ve Hint medyasında ‘Aksa Tufanı’ yorumları

‘İran, Suudi Arabistan-İsrail normalleşme sürecini baltalamak istedi; kaybeden Filistin halkı olacak’

7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı Operasyonu’yla ilgili olarak Suudi Arabistan medyasında Hamas’a karşı katı bir görüş birliği hakimdi.

Hamas, Suudi Arabistan’ın “bölgede barışı sağlama girişimlerini bozmayı isteyen İran’ın emellerine hizmet eden bir grup” olarak yansıtıldı.

İran ve Suudi Arabistan yaklaşık 6 ay önce 2 ülke arasında 7 yıldır devam eden gerilime son verip, Çin’in arabuluculuğunda diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etme kararı almıştı.

İsrail ile normalleşme sürecinde olan Suudi Arabistan’da bazı yayınlar Hamas saldırılarını İran’ın bu süreci bozma girişimi olarak gördü.

En büyük Suudi televizyonlarından Al Arabiya, savaş yayınında İran karşıtlığıyla bilinen eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı David Schenker’i konuk etti.

Eski ABD başkanları Donald Trump ve Grorge W. Bush dönemlerinde görev yapan Schenker, saldırının İran’ın cesaretlendirmesiyle düzenlendiğini öne sürdü.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Pazar günü yapılan açıklamada, İran’ın Hamas saldırılarına müdahil olduğu yönünde herhangi bir kanıt bulunmadığını açıklamıştı.

David Schenker ise bu iddiasına kanıt olarak Hamas’ın Lübnan temsilcisinin yakın zamanda İran’ın başkenti Tahran’ı ziyaret etmesini gösterdi. Schenker, İran’ın, Suudi Arabistan ve İsrail’in normalleşme süreci nedeniyle, “Hamas’taki temsilcilerinden İsrail’i provoke etmelerini istediğini” iddia etti.

Schenker saldırıların normalleşme anlaşmasını “5-6 ay erteleme” olasılığı olduğunu savundu.
Arapça, Farsça, Türkçe ve Urduca yayın yapan Şarku’l Avsat gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Tarık Alhomayed, “Gazze ve faydasız savaş” başlıklı köşe yazısında, savaşı “faydasız” olarak nitelendirmesini şöyle açıkladı:

“Faydasız savaşlar diyorum çünkü bunlar stratejik bir hedefi olmayan ve arkasında İran’ın ve ona bağlı odakların bulunduğu hiziplerin özel çıkarlarını gerçekleştirmek için başlatılan savaşlar…

Aslında Aksa Tufanı, Hamas’a ve diğer Filistinli örgütlere 24 saatlik yayın garantisi veren, sonra da Filistinliler için on yıllar boyunca yaptırımlar ve sıkıntılar doğuran uçak kaçırma operasyonuna benziyor…

Zamanlama manidar çünkü şu an Suudi Arabistan ile ABD arasında, Filistinliler için daha iyi yaşam koşulları temin edecek şekilde İsrail’le bir barış fırsatı oluşturmaya yönelik bir müzakere söz konusu.

Zamanlama manidar, çünkü şu an İsraillilerin kendi aralarında Netanyahu’ya karşı bir bölünme mevcut.

Üstelik Mısır, seçim arifesinde ve ABD de seçim kampanyasının başlarında…

Öte yandan İran, gerçek bir barış ya da özellikle bir Suudi-İsrail barışı görmek istemiyor. Çünkü bu gerçekleşirse bölgenin çehresini değiştirecek bir barış olacak.

Velhasıl bu iki tarafın da (Filistinli örgütlerin ve Netanyahu’nun) çıkarına olan yeni savaşın sonucunda İran’ın bölgeyi tahrip kartlarını güçlendirecek, İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler), Hamas ve örgütler yeniden konumlanacak ve arabulucular yeniden oyunlarına başlayacak. Kaybedense hiç şüphesiz, Filistin davası ve Filistin halkı olacak.”

İRAN MEDYASI: İSRAİL’İ SİLECEK TUFAN

Aksa Tufanı Operasyonu’na ilişkin İran’dan gelen resmi açıklamalar ise Hamas’ı destekler nitelikteydi.

İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, 8 Ekim’de yaptığı açıklamada, “kompleks olduğu kadar ilham verici” dediği operasyonu gerçekleştiren Hamas’ı tebrik etti. Bakıri, Hamas’ın, İsrail’in “gücünün yalan olduğunu bir kez daha” ispatladığını” söyledi.

İran’da rejim yanlısı medyada da benzer sevinçli bir ton hakimdi. Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin yayın organı Nur News, İsrail’in hava savunma sistemi Demir Kubbe’yle “kumdan kale üzerine kurulmuş sahte bir kubbe” diyerek alay etti.

Devlete ait Jame Jam gazetesi Hamas’ın operasyonunun adına atıfta bulunarak, “İsrail’i silecek operasyon” ifadelerini kullandı.

Devlet destekli Tasnim haber ajansıyla birlikte birçok kanal Hamas kaynaklarından gelen esir İsrail askerlerinin kelepçeli, yaralı oldukları ve aşağılandıkları görüntüleri peşpeşe yayımladı.

İran’da bazı reform yanlısı yayınlarsa saldırının “ansızın” gerçekleşmesine vurgu yaptı. Günlük Şark gazetesi saldırı gününü İsrail için “Kara Cumartesi” olarak nitelendirdi. Etemad gazetesi yanında bir çocukla kaçmaya çalışan bir kadına yardım eden İsrail askerlerinin fotoğrafını yayımladı.

“HAMAS HATASI HAREKET ETTİ”

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev, mesajlaşma uygulaması Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail-Filistin arasında tansiyonun yükselmesinin “beklenen” bir gelişme olduğunu söyledi.

Washington ve “müttefiklerini” suçlayan Medvedev, “Burunlarını işlerimize sokup Ukrayna’da Nazi yanlılarına yardım etmektense Filistin’le ve İsrail yerleşimcileriyle uğraşmaları gerekirdi” dedi.

Rus medyası ABD’nin Doğu Akdeniz’de savaş gemileri konuşlandırma hamlesini öne çıkardı. Bazı yayınlarda, Batı tarafından Ukrayna’ya tedarik edilen silahların “bir şekilde Orta Doğu’ya geldiği” ve Hamas tarafından kullanıldığı iddiası yer aldı.
Rossiya 1 TV’nin Filistin’den bildiren Savaş Muhabiri Yevgeny Poddubni, Hamas’ı övdü. Poddubni, Hamas’ın”askeri açıdan hatasız hareket ettiğini” söyledi ve İsrail’in “300’den fazla masum sivili” öldürerek yanıt verdiğini belirtti.

NTV ve Pervıy Kanal ise İsrail’in “karadan havaya atılan füze stoklarının tükendiğini” ve ABD’den hem füze hem de istihbarat operasyonları için destek istediğini iddia etti.

ÇİN MEDYASI FİLİSTİN’E, HİNT MEDYASI İSRAİL’E AĞIRLIK VERDİ

Operasyonun ardından tarafsız bir açıklama yapan ve barış çağrısında bulunan Çin’de medya, Filistin tarafının görüşlerine ağırlık verdi.

Çin Merkez Televizyonu’nun (CCTV) 7 ve 8 Ekim’deki ana haber bültenlerinde ana konu İsrail’in hava saldırılarında ölenlere Filistin’in nasıl yanıt verdiği oldu. “Filistinli silahlı personelin” saldırılarında ölenlere ilişkin İsrail’in açıklamaları ise CCTV’de daha sonra yayımlandı.

Devlete ait Global Times gazetesinin 8 Ekim tarihli Çince ve İngilizce başyazılarında, “ABD ve bazı Batılı ülkelerin hızlı bir şekilde taraf tutma kararı, yalnızca sorunun çözülmesine yardımcı olmamakla kalmıyor, aynı zamanda yangını da körüklüyor” denildi.

İsrail’in zor zamanında yanında olma sözü veren Hindistan’da ise medya, hükümetin duruşundaki “belirgin değişime” dikkat çekti. Hindistan medyasına göre Delhi yönetimi, İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin “dikkatle sergilenen dengeleyici tutumdan” uzaklaştı ve İsrail’in tezlerine destek verdi.

Kaynak: BBCTürkçe

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir