Modern Tıp Gelişmeden Önce Acının İliklere Kadar Hissedildiği Antik Tedavi Yöntemleri

Günümüzde birçok hastalık antibiyotikler sağlasında kolayca geçse de, bir zamanlar insanlar bu sağlık mucizesi ilaçlara sahip değildi ve geleneksel yöntemler kullanıyordu. Bugün bir gün dönmemiz gerekebilecek 4 yönteme bakacağız.

Modern tıbbın en büyük başarılarından biri antibiyotiklerin geliştirilmesidir.

Ancak bunların icadından önce, doktorlar veya şifacılar, hastaların acısını hafifletmek için bıçaklardan sülüklere ve hatta bala kadar her şeyi kullandı.

Şimdi bazı araştırmacılar, antibiyotiklerin geliştirilmesinin ve yaygın kullanımının antibiyotiklere direnç oluşturabileceğine inanıyor.

Bu, toplumumuzun bu tür eski tedavi ve şifalara geri dönmek zorunda kalabileceği anlamına geliyor.

Antibiyotik tedavisinin kötüye kullanılması veya yanlış kullanılması, bu ilaçlara karşı son derece dirençli organizmaların gelişmesine neden olmuştur.

Bu, enfeksiyonların tedavisini çok daha zorlaştırır.

Öyleyse antibiyotikler ve antibakteriyel ilaçlar bulunmadan önce enfeksiyonların nasıl tedavi edildiğine bakalım.

Kan alma.

Tarihsel olarak bilinçli kan alma olarak da bilinen kan alma, M.Ö bin civarında eski Mısır’da ortaya çıktı ve hala kullanılmaktadır. Antik çağlardan 1940’lara kadar birçok hastalık için kan almanın önerildiği görülmüştür.

Kan alma, vücudun dört “mizacı” olan kan, balgam, sarı safra ve siyah safranın sağlık için dengede olması gerektiği eski bir tıbbi teoriye dayanmaktadır.

Enfeksiyonların vücutta fazla kanın bir sonucu olarak ortaya çıktığı düşünüldüğünden, vücuttaki dengesizliği gidermek için hastadan kan alınırdı.

Frengi ise cıva ile tedavi edildi.

Bazı kimyasal elementler veya doğal kimyasal bileşikler, özellikle açık yaralar veya frengi için enfeksiyonlarla savaşmak üzere tedavi olarak kullanılmıştır. 14. yüzyıldan 1910-1920 yıllarına kadar cıva, frengi tedavisinde kullanıldı. Ancak bu uygulama, ciddi yan etkilere neden olabiliyordu.

Yüzyıllar boyunca, enfeksiyonları tedavi etmek için çeşitli bitkisel ilaçlar kullanılmıştır.

Bunlardan biri olan kinin, sıtmayı tedavi etmek için kullanılmıştır. Bunun için geçmişte, kinchona ağacının kabuğu ince bir toza çevrilir, suyla karıştırılır ve hastaya içecek olarak verilirdi.

Bal da doğal bir ilaç olarak kabul edilir.

Sumerler, yaraları tedavi etmek için balı kullanıyordu. Balın şeker içeriği, bakteri hücrelerini susuz bırakabilirken, asidik yapısı bakteri büyümesini engeller. Bal ayrıca bakteriyi öldüren bir enzim içerir.

En güçlü balın Manuka balı olduğu söylenmektedir.

Bu bal, diğer bal türlerinden daha fazla antibakteriyel özelliklere sahiptir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir